18.12.2014 23:46
Ben altını çizdiğim satırların bir kısmını yazayım, gerisini siz getirin.
"Güzel bir gün ve ben yaşıyorum."
"Seviyorum sizleri insan kardeşlerim. Durup dururken seviyorum işte. Sevip duruyorum. Kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum."
"Küçük şeylerden memnun olmasını bilmelisin. Küçük sevinçler, büyük atılışlara yardım eder."
"Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış."
"Allah'ın belası bir mutluluk gelsin dünyaya!"
"Hiç olmazsa mezar taşıma yazın: burada insanlara başka türlü hayran olan biri yatıyor."
"İfadesi güç şeyler düşünüyorum. Şeyler… şeyler. Çok saçma şeyler, çok önemsiz şeyler de düşünüyorum. Kafam hiç durmadan çalışıyor. Önemli, önemsiz: ben sıraya koymaya fırsat bulamadan büyük bir hızla geçiyorlar. Geriye yalnız yorgunluk kalıyor. Okumalıyım ve bütün bunları unutmalıyım."
"Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz."
"Ölüm sıkıyönetim ilan etti: kimse burnunu pencereden çıkaramadı. Çıkaranların burnu kırıldı. Düşünenlerin aklı tutuklandı."
"Benim gibi okusaydınız; kirli sokakları, yosunlu duvarları, çarpık taşlı binaları severdiniz. Tanışmadan severdiniz insanları. Onları, birbirlerine benzemedikleri halde, bir yanlarıyla derinde bir yerde aynı olduklarını görürdünüz."
"Bir gün bu çiçekler o kadar büyüyecek ki bütün reklam demirlerini örtecek. Sarmaşıklar reklam levhalarına sarılacak ve tabiat medeniyeti yutacak."
"Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesi önlenmeli."
"Belki de bu yazarları okumaya cesaret edemeyenlere onları böyle basit, günlük olaylar çerçevesinde anlatmanın bir yolu bulunsaydı, daha çok okunurdu bu kitaplar. İnsan beyninin böyle farklı güçte olması, birinin yazdığını, ötekinin okuyacak kadar bile bir zekaya sahip olmaması çok üzücü."
"Yaşamayı nefes almak gibi rahat sürdürenler de var. Onlar daha fazla yaşasın. Yaşasınlar inşallah. Beter olsunlar!"